Portekiz gezimizin son durağı Porto`dayız. Portekiz turumuzun diğer yazılarını okumak isteyenler için; Algarve ve Lizbon gezi notları. Mart ayında yaptığımız Portekiz gezisi ılıman iklimiyle Almanya’dan sonra bize çiçek gibi geldi diyebiliriz.:) Bu sebeple bizce her mevsim gelmeyi hak eden bi memleket Portekiz. Lizbon`dan Flixbus otobüs şirketiyle kişi başı 5 euroya daha önceden aldığımız biletlerle gece sularında Porto`ya indik. Otobüs terminalinin hemen üst katında bulunan metro hattıyla 10 dk da bookingden kiraladığımız hostelimize geçtik.
Hostelin konumu bizim için inanılmaz kurtarıcı oldu. Her yere yürüme mesafesinde, merkezi bi konum uygun fiyat ikilisi genelde bizim ilk tercihimiz oluyor. Tuvalet ve banyo odanın içinde ve odanın geceliği 50 euro. Hostelin bi artısı da ortak kullanımlı mutfağın olması. Biz Porto gezimiz de genelde dışarda lezzetleri denesek de, güzel bi opsiyon olduğu için yazıyorum. Yan odamızdaki İspanyol çift genelde akşamları hazır pizzaları fırına atıp pratik ve ekonomik akşam yemeklerini bu mutfakta yiyorlardı:). Kısacası her bütçeye uygun gezi seçeneği mevcut:).
Porto`da Gezilecek Yerler:
Igreja do Carmo : Burası 18. yy dan barok bir tarzı olan katolik bi klise. Ama burayı önemli kılan bizce dış cephesinde ki Portekiz`in meşhur çinisi ‘Azulejo‘ ile kaplı olan duvarı.
Clerigos Tower: Clérigos Klisesinin hemen arkasındaki 18. yy dan kalmış 75 metre uzunluğundaki tarihi can kuleye giriş ücreti 5 euro. Tip: Ama bizce Porto’yu üsten görebileceğiniz bi çok ücretsiz seyir noktası oldugundan bu ücreti vermeye gerek yok:)
Torre dos Clerigos: Şehrin merkezinde bulunan 18. yy ait klise hemen Clerigos kulesinin arkasında bulunuyor. Kliseye giriş ücretsiz.
Camara Municipal do Porto: Burası Porto’nun tam merkezinde bulunan belediye binası. Bizce ekstra bi espirisi yok ama gelip geçerken bu görkemli binayı görünce şaşırmayın die ekledik:)
Chapel of Souls: Harika çinileri görmek için gelinmesi gereken bi yer daha. Biz Porto’da Lizbon’a oranla Azulejo’lara daha çok denk geldik. Şehrin kimliği haline gelmiş bu sanat fotoğraflanmadan geçilemez:)
Igreja de Santo Ildefonso : 18. yy ait Batalha meydanında bulunan bu klisesin mavi Portekiz çinisiyle kaplı ön cephesi tam fotoğraflık.
Sao Bento Tren İstasyonu: 18.yy da yanan klisenin yerine yapılan Sao Bento Tren İstasyonun duvarları 2000 adet mavi Portekiz çinisiyle süslenmiş ve Portekiz tarihi bu sanatla duvarda tasvir edilmiş. Burası kesin es geçilmemesi gereken yerlerden biri:)
Livraria Lello: Ve gelelim meşhur Harry Potter’in yazari J.K. Rowling’in ilham aldığı kitapçıya. Tip: Buraya gelmeden bi kaç gün öncesinde online olarak bilet almayı unutmayın. Yoksa girişte uzun bi kuyruk sizi bekliyor olacak. Bilet ücretini içerden aldığınız herhangi bi kitaptan düşürebilirsiniz. İçerde Nobel ödülü almış Orhan Pamuk’un eserlerinide bulabilirsiniz. Ve tabi Harry Potter’in bütün serisini:)
Miradouro da Vitoria: Bir seyir noktası daha. Gezilecek yerleri planlarken bu seyir tepesinide araya eklerseniz güzel olabilir. Biz yağmurlu ve sisli bi güne denk gelsek de gitmeyi ihmal etmedik:)
Praca da Ribeira: Ribeira bölgesi Porto’nun önemli merkezlerinden biri. UNESCO dünya mirasına dahil edilmiş Porto eski şehir bölgesi de burda bulunuyor.
Cais de Ribeira: Ribeira bölgesindeki Doura nehir kıyısındaki yürüyüş yolu. Yolun sonunda karşı kıyıya bağlayan Dom Luis köprüsüde bulunuyor. Bu bölge de kıyı boyunca kafe, restoran bulabilirsiniz. Ya da banklarda oturup nehrin sakinliğinide soluyabilirsiniz.
Dom Luis I Köprüsü: Douro nehrinin üstünde iki yakayı birbirine birleştiren bu köprüye yine harika manzarası için şiddetle tavsiye ediyoruz. Üstünde yayalar için yürüme yolu var. Köprüye yürüyerek ya da asansörle ulaşabilirsiniz. Biz yürümeyi tercih ettik. O yorgunluğa inanın değecek:). Köprünün üstünde fotoğraf çekmeyi de unutmayın :).
Jardim do Morro: Burası harika bi seyirlik nokta. Köprüden karşıya geçince sizi karşılayan bu tepede toplanmış insanları, her yere serilmiş gençleri göreceksiniz. Gün batımı için buraya kesin gelinmesi tavsiye edilir. Kış zamanında iseniz; bu manzaraya seyyar satıcından aldığınız közde kestane de eşlik etti mi doymayın gitsin:). Gerçekten de o anları sadece foto karelerinde dondurup yanımızda getirebildik.
Porto Katedrali : Yapımı 12. yy’la dayanan Roma katolik klisesi şehrin en eski yapılarından biri. Katedrale giriş ücretsiz. Ancak manastır bölümüne ve bazı odaları görmek için 3 euroya bilet alabilirsiniz. Buranın en önemli özelliğine gelirsek bizce kesinlikle seyir tepesi olan bahçesi. Gün batımı yada harika Porto manzarası için katedralin bahçesine uğramayı unutmayın. Katedralden ziyade biz buraya resmen bu manzara için geldik:)
Costa Nova – Aveiro:
Porto’dan günü birlik uğrayabileceğiniz Costa Nova şehrine vaktiniz yeterli ise listenize ekleyebilirsiniz. Ulaşım için; Sao Bento tren istasyonundan Aveiro’ya bir saatte ulaşabilirsiniz. Daha sonra Aveiro’da otobüsle yarım saate Costa Nova’ya gidebilirsiniz. Burası turistik bi uğrak noktası olduğu için bu otobüsler sezona göre yarım saatte bi hemen tren istasyonuna yanındaki otobüs terminalinden kalkıyor.
Eski bi balıkçı kasabası olan Costa Nova turistik bi mekan haline gelmesinin en önemli nedeni bizce fotoğraflık birbirinden tatlı evleri. Bu meşhur rengarenk çizgili evleri eskiden balıkçıların ekipmanları depolamak için inşa edilmiş. Daha sonradan bu evler köyün sembolü haline gelmiş. Aynı zamanda kasabadaki sahil şeridi boyunca yürüyüş yapabilirsiniz.
Yeme – İçme Önerileri:
Do Norte Cafe: Kahvaltı için ilk defa sıra bekleyip memnun kaldığımız bi mekan. Fiyat performans olarak bizden buraya tam puan.
Majestic Cafe: Porto’da tarihi yapısıyla merak uyandıran bu kafede, fiyatlar ortalamanın üstünde. Yinede bizce bu atmosferi solumak için dahi menüdeki en ucuz kahve sipariş edilebilir:)
Noshi Coffe: ‘Francesinha’ Porto’ya özgü bi yemek. Orijinali etle yapılıyor. Ama biz burda vejetaryen olanını denedik, ve bayıldık. Sosu ve peyniri oldukça yoğun bilginize.
Cafe do Cais: Ribera bölgesini gezerken yağmurun dinmesini beklemek için girdiğimiz nehir kenarındaki bu kafeye notumuz düşük:( Kahvemizi bitmeden kalktık maalesef.
Zenith Brunch & Cocktails: Bu kafe oldukça popüler olduğundan önünde sürekli sıra oluyor. Ve biz sıra beklemeyi bi kafe için fazla abartı buluyoruz. Buraya o yüzden ilk üç gün evimizin yakınında olmasına rağmen es geçtik. Sırasız yakaladığımız bi zaman, menüden şakşukayı denedik. Lezzete diyecek lafımız yok tam puan. Ama içerde bu sırayı beklicek bi konfor bulamadık.
Pedro dos Frangos: Tam anlamıyla dibine kadar yerel bi restoran:). Dolayısıyla fiyatlarda gayet hesaplı. Önden söyleyelim ortam çok salaş sevmeyeni olabilir:). Biz çipura, ahtapot salatası ve Portekiz’in meşhur molotof tatlısı denedik. *Molotof tatlısını yerel lezzetleri denemek için şans verdik bi daha vermeyiz:)
My Coffee: Burası bizim mekan diyesimiz var. Köprüden karşıya geçerken şans eseri denk geldigimiz butik bi kafe. Bizce manzarası ve lezzetiyle not etmelik mekan.
Garden Porto Cafe: Kahvaltı için nispeten sakin diyebileceğimiz. Lezzetiyle de bizden tam not alan tavsiye listemize giren bir cafe.
Restaurante Lagostim: Portekiz’in meşhur taş çorbası ve morina balığını tattığımız bu restoranda neden son gün geldik die resmen üzüldük. Burası 100% kesin tavsiyemizdir. Ahtapot salatasının sosu ve yumuşacık pişirilmiş olmasıyla gurmelere de şiddetle önerilir.
Bol gezmeli, yeni tecrübelerle dolu günler dileriz:)
