
Milanodan sonraki durağımız Bologna’ya geldi sıra. Bologna genelde Erasmus’tan adını duyduğumuz Avrupa’nın en köklü ve eski üniversitelerinden birinin bulunduğu tipik bir Ortaçağ şehri. Kızıl kiremitli evlerinden aldığı kızıl şehir lakabıyla da duyanlar vardır.
Biz bir gece konaklayıp 1,5 gün geçirdiğimiz bu şehirde biraz dinlenip öğrencilik dönemimizin nostaljisini yaşadık:). Kampüse yakın tuttuğumuz hostelimizde direkt üniversite bölümlerinin bulunduğu sokağa adımımızı attık. Hatta bir tık abartıp üniversite öğrencilerinin gittiği mekanlarda gençlik esintisi aldık. Almanya’dan sonra içimizi ısıtan olaylar 🙂


Bologna, bizim gibi İtalya turu yapıyorsunuz ya da birkaç şehre gezi düzenlerken günübirlik gezilebilecek küçük tatlı bir şehir. Bizim sonraki durağımız Floransa ama vakti olanlar Pisa’yı da bu tura dahil edebilir.
Otobüsle Milano’dan Bologna’ya 1,5 saatlik yolculukla akşam saatlerinde indik. Otogar, merkeze yürüme 20 dakika mesafede. Biz hemen konaklayacağımız otele (link) geçtik. Sabah gezimize vakit kaybetmeden başlamak için merkezi bir yer seçtik.

Bolonya Gezilecek Yerler
Two Towers: Şehrin önemli ortaçağ döneminden kalan simgelerinden birisi. Bizim gittiğimiz zamanda tadilat nedeniyle kapalıydı. Bu kulelerin devamındaki cadde şehir merkez’ine giden yol. Mağazaların ve eski şehir merkezine giden yol.
Basilica di San Petronio: 5. yy’den bu kilisenin yarısına kadar beyaz taşla kaplanmış. Aslında yarım kalmış. Avrupa’nın en büyük kiliselerinden birisi. Bazılarına göre Vatikan’daki bazilikadan daha büyük olmaması için özellikle yarım bırakıldığını düşünenler var. Bazilikanın içinde sayısız tarihi eserler, tablolar var. Bizce en ilginç olan gök bilimine verilen önemin göstergesi olan meridyen çizgisi. Kubbeden gelen güneş ışığı tam öğle vakti meridyen çizgisinin üzerine düştüğü yer, o ayı ve önemli günleri gösteriyor. Giriş ücretsiz.


Piazza Maggiore: Maggiore Meydanı bitişiğinde Neptün Meydanıyla beraber eski şehir bölgesinin ana meydanı. 15. yy’a dayanan bu meydanda tarihi atmosferi direkt hissediyorsunuz. Neptün Çeşmesi’ni geçince kilisenin içinde bulunduğu bu meydanda kafeler, yeme içme mekanları, eski lokal pastaneler, kısaca ne ararsanız var; kitapçılar, sahafçılar, birçok güzel mekan bu meydanda. Arası sokakları kafanıza göre gezebilirsiniz.


Biblioteca Salaborsa: Kütüphane bizim kırmızı çizgimiz. Gittiğimiz şehirlerde mutlaka uğramaya çalışıyoruz. Burası da hemen meydanda bulunan bir halk kütüphanesi. Eskiden ticaret hanı olan bu yeri kütüphaneye dönüştürmüşler. Üstünde muhteşem bir çatısı, cam tabanın altında eski atık Bologna kalıntıları bulunuyor. Bizim gittiğimiz dönem içinde bir kısmını resim sergisine ayırmışlardı. Tip: Giriş ücretsiz. Kütüphanenin yanındaki belediye binası ve onun avlusunda bizce görülmesi gereken bir yer 🙂 Turistlerin çok uğramadığı bir yer ama tarihi yapıları gezerken denk geldik biz de. Kütüphanenin 2. çıkış kapısı da bu avluya açılıyor. Bu kapıdan çıkarsanız aynı zamanda ışıklı sanatsal sergiyi de görmüş olursunuz.


La Piccola Venezia: Burası bloglardan gördüğümüz bir fotoğraf noktasıydı. Biz de ekleyelim 🙂
Bolonya Yeme İçme Önerileri
Bottega Portici: Kahvaltıyı klasik İtalyan tarzı kruvasan ve cappuccino ile yaptığımız bu mekanda ortamın rahatlığını sevince yemek için geldik. Taze makarnaları gözünüzün önünde hamurunu açıp kesiyorlar. Lezzete 10 puan 😋 Burası öğrencilerin bilgisayarlarını alıp ders çalıştığı o salaş kafelerden biri.
Antico Caffè Scaletto: Burası küçük lokal bir cafe-bar. Hemen meydanın yakınında güzel atıştırmalık sandviçleri tatlıları da mevcut.