Endülüs gezimizin son durağı, Malaga’ya geldi sıra. Burası, Endülüs Özerk bölgesinin 2. büyük şehri. Akdeniz sahillerinde Alboran denizine kıyısı bulunan bi liman ve sahil şehri. Cebelitarık Boğazına arabayla 2 saat mesafede. Bizim zamanımız kısıtlı olduğu için Cebelitarık boğazını başka zamana erteledik. Hatta zamanınız varsa Cadiz’i de ekleyebilirisiniz listenize. Bizim seyahatimize dönecek olursak Granada’dan Malaga`ya otobüsle yaklaşık 1,5 saatte geldik.
Tip: Otobüs biletleri genelde uygun ama daha da ucuza gelsin derseniz önceden online olarak yarı fiyatına getirebilirsiniz:) (Biz böyle 3,5 euroya aldık) Malaga’ da otobüs terminali – şehir merkezi mesafesi otobüsle 15 dk. Otobüs ücretleri ise tek yön 1.40euro. Sabah erken geldiğimizden henüz check in saatimiz gelmemiş olmasına rağmen, hostel ile irtibata geçip, çantalarımızı bırakıp gezimize başladık.
Genel olarak Malaga’da konaklama ücretleri diğer Endülüs şehirlerine göre daha pahalı geldi. Biz burada biraz daha ekonomik karar verelim derken, pek de doğru bir karar vermemiş olduk. Kaldığımız yeri o yüzden paylaşmıyoruz 🙂 Bir gece icin 65 Euro verdik. Ama bi gece zor bela kaldık diyebiliriz. İlk defa konaklamayı tutturamadığımız yer oldu. Daha doğru bir zamanlama ve bu fiyatın biraz daha üzerinde çok daha güzel yerler bulunabilir. Tip: Malaga’da yer bakarken sahile olabildiğince yakın bakmakta fayda var. Tip: Otellerin verdiği uzaklık bilgilerinden ziyade google map den kendiniz baksanız daha iyi olabilir :). Tip: Yaz aylarında bi gezi planlıyorsanız konaklama yerinde klima olmasına dikkat edin.
Gezilecek Yerler:
Eski Şehir Merkezi: Malaga için gezilecek yerleri eski şehir merkezi ve sahiller olarak ikiye ayırabiliriz. Sabah kahvaltısından sonra sahile gitmeden önce uğranabilecek bir yer olarak Eski Şehir merkezinden bahsedebiliriz, burası dar sokakları, restoranları ve giyim mağazaları sokaklarında kafanızın istediği yere gidebileceğiniz tatlı bir merkez. Bazı ücretsiz sanat sergilerinin olduğu tarihi binalara da denk gelebilirsiniz. Bi kalabalık varsa bi bakın deriz:) Buralarda gezerken hediyelik eşya satan yerlere kesin uğrayın bizce, güzel hediyelik eşyalar buralarda bulabilirsiniz.
Yine burada gezerken Plaza de la Merced kesin uğrayın, şehir meydanı olan bu yer taş binaları ve güzel restoranlardan oluşuyor. Tip: Bu meydandaki restoranlarda pek vakit kaybetmeyin deriz, sahildekiler bizce çok daha iyiydi.
Parque de Malaga: Limana doğru inerseniz bu yeşil alanı mutlaka görürsünüz. Şehrin içinde çok güzel bi yürüyüş alanı. Bizce buraya yolunuzu bi şekilde düşürün:)
Burada eğer zamanınız varsa gidebilecek bir diğer yerde Alcazaba denilen tepedeki kale diyebiliriz. Eğer burada birkaç günden fazla kalacaksanız bir değişiklik olarak buraya gelebilirsiniz, ama zamanınız sınırlı ise bizce burayla pek vakit kaybetmeyin; hem yokuşu çok dik, çıkması zor, hem de tepedeki kaleye girmek ücretli. Eğer çıkarsanız da burası güzel fotoğraf noktaları :).
Sahiller: Malaga’nın olmazsa olmazı sahillere gelecek olursak, öncelikle biz biraz kalabalık bulduk. Denizi biraz dalgalı ve kalabalıktan yüzmek pek kolay olmadı. Hatta denizin suyu sıcaklığı haziran ayında bir tık titretti 🙂 Ama yine de buraya gelip yüzülmeden gidilmez :). Resmen bi güzel eleştirdik:) Şaka bi yana Malaga’nın en büyük anlamı sahili ve denizi. Kumsalı yumuşacık kumlarlarla kaplı olması, şehir merkezine de yakın konumlanması ve tertemiz olması pozitif yanları. Ve tabi çoğu Akdeniz sahili Avrupa ülkesine oranla daha ekonomik.
Malaga İspanya’nın güney kıyısında Alboran denizine kıyısı olan bir şehir. Fiyatlara gelecek olursak; 2 Şezlong artı bir Şemsiyeyi 12 Euro’ya kiralayabilirsiniz. Tip: Yoğun olduğundan bir önceki günden rezervasyon yaparsanız daha iyi olur, aksi halde arkada ya da köşede kalmışları kalıyor. Tip: Yanınızda atıştırmalık götürmeyi unutmayın, aksi halde biraz tuzlu olabiliyor.
Yeme İçme
Faustos: Bu butik cafede ilk geldiğimizde kahvaltı yapmıştık ve çok beğenmiştik. Eğer konaklama alanınız buraya yakınsa gelebilirsiniz, diğer türlü sadece buraya gelmeye de gerek yok. Sahildeki restoranları da değerlendirebilirsiniz.
Chiringuito El Cachalote: Burası bizim favori mekanımız oldu desek yalan olmaz, 2 günde tercihimiz burası oldu. Kesinlikle tavsiye ederiz. Hem ürünleri hem de hizmet kalitesi ile bizden tam not aldı diyebiliriz. Biz Gazpacho’sunu çok beğendik, ayrıca tapasları efsane, özellikle kızartılmış patlıcan ile balıklarını da deneyin deriz. Bizim gibi midye sevenlerdenseniz tabii ki takas olarak bizim ilk tercihimiz 🙂 Zaten dışarda pişerken direk görürsünüz, közde balık burada kesin denenmeli. Biz rubberlip balığını denedik ve çok beğendik.
*Gazpacho: İspanyolların soğuk çorbası.
*Rubberlip: Lastik dudaklı deniz levreğinin en büyük türü ve Atlantik Okyanusu’na özgü bir balıktır.
*Kızarmış patlıcan yanında bal dedikleri, bize göre pekmezle servis ediliyor. Ve bizce 10 puanlık bir lezzet.
