Sevilla ile başlayan Endülüs turumuzun üçüncü durağı olan Granada’ya Cordoba’dan 3 saatlik otobüs yolculuğu sonrasında geldik. Biz Endülüs gezisinde şehirler arası ulaşımda otobüsleri tercih ettik. Bize göre, eğer şehir turu odaklı bir gezi yapıyorsanız, toplu taşıma hem bütçenizi rahatlatacak hem de gezinizi daha planlı yapmanızı sağlayacaktır. Tip: Otobüs biletlerini Alsa otobüs şirketiyle birkaç ay öncesinden alırsanız, yolculuğunuzu daha uygun hale getirebilirsiniz.
Şehirler arası otobüs terminali şehrin hafif dışında yer alıyor, ama buradan şehir merkezine toplu taşıma ile geçebilirsiniz.Tip: Biletleri otobüs şoföründen alabilirsiniz, ve ücreti bizim gittiğimiz tarihte 1,3 Euro idi.
Konaklama için bu sefer de konum ve fiyat performansına göre bir tercih yapmış olduk. İki gece için merkeze ve eski şehir’e yakın bir konumda Atenas Granada kaldık. İki gece için 84 Euro ödedik, bizce fiyat performansına göre gayet güzel bir oteldi.
Gezilecekler Yerler
Mirador de San Nicolás; Seyir tepesi tadındaki bu küçük alan, Alhambra Sarayı’nı uzaktan görmek ve gün batımını izlemek için harika bir durak noktası. Müzik eşliğinde keyifli bir deneyim yaşayabilirsiniz. Hafif yokuşlu yoldan çıkarak geliniyor. Tip: Spor ayakkabılarınızı unutmayın:).
Alhambra: Granada’ya gelme sebebimiz diyebiliriz. Bizce sırf bu saray için dahi buraya gelinir. Endülüs kültürünün somutlaşmış hali de denebilir. Biz tam anlamıyla büyülendik.
Yapımı 13. yüzyılın sonlarında başlamış. Tabii ki dönemin şartlarını düşündüğümüzde ancak 14. yüzyılın başlarında bitirebilirlermiş. Hatta saraydan ziyade bir kompleks diyebiliriz bu eser için. İçinde farklı yapıları da barındırıyor. Bunlar içinde en güzeli tabii ki bu kompleksi inşa ettiren Nasrid Hanedanlarının Sarayı Nasrid Sarayıdır.
Dönem sultanlarının hem yönetim hem de yaşam alanları diyebiliriz. Tam bir ince işçilik şaheseri denebilecek bir yer açıkçası. Her bir milimetre kareye kaç harf kaç sembol düştüğünü düşünmek akıl alır gibi değildi. Özellikle süslemelerinde kullanılan stalaktit tavanlar, bu zarif işçiliğin bir örneği.
Yanımızdan geçen bir rehberin dediğine göre, döneminde bazı alimler bu kadar süse karşı çıkmışlar ve bunun dine uygun olmadığını dahi belirtmişler, o dönemin sultanı da cennetin de süslü olmadığını mı düşünüyorsunuz demiş. Tip: İsterseniz rehber eşliğinde de gezebilirsiniz, ancak o kadar çok rehber var ki, gezerken mutlaka bir şeyler duyuyorsunuz. Bize duyduklarımız ve gördüklerimiz yeterli geldi diyebiliriz. Tip: Nasrid Sarayı’na giriş saatinizi bilet alırken belirtmeniz gerekiyor ve o saatte orada olmanız gerekiyor.
Bu kızıl kalenin rengine biraz daha yeşillik katan Generalife’da, dönem sultanlarının yazlık sarayları olarak biliniyor. Burası, geniş bahçeleri ve şelalecikleri ile yaz sıcağında serinlemek için harika bir yer gibi görünüyor.. Tabiki Saray olurda savunmasız olur mu, Alcazaba yerleşkesinde bunun için yapılmış, buradan harika şehir manzarasını seyredebilirsiniz. Son olarak, burada bulunan müzeyi gezmeyi sakın atlamayın.Tip: İsterseniz biletleri bu siteden alabilirsiniz.
Müslüman Mahallesi: Başlangıç ve bitiş noktası çok belirli olmayan bu mahalleye, otantik eşyalar satan dükkanları ve pazarlık yapan insanları görünce vardığınızı anlamış oluyorsunuz. Granada’dan hediyelik eşya almadan dönmek istemiyorsanız, buraya gelip alışveriş yapabilirsiniz.
Sacromonte: Flamenko dansının doğduğu yer olarak bilinir. Eskiden bu yana İspanyol Romen sakinlerinin yaşadığı bir bölge olmuş. Dağın yamacına oyularak yapılmış mağara evlerden oluşan bu bölge kesinlikle görülmeye değer. Özellikle şu an müze olarak kullanılan evleri kesinlikle gezin deriz. Hem buradaki toplumun günlük yaşamlarına tanıklık edersiniz, hem de bu topluluğun tarih boyunca yaşadıkları zorluklara şahitlik etmiş olursunuz. Evlerde tuvalet yok ve insan boyu yüksekliğinde evlerde hala yaşayanlar var aynı zamanda mahallede flamenco müziklerini mutlaka denk geliyorsunuz. Bu tepeye çıkınca manzara görülmeye değer. Yokuşları göz önüne alın. Tip: Bu tepeyle Mirador aynı güzergahı planlamayı aynı güne koyabilirsiniz.
Yiyecek Tavsiyeleri
Cafetería Internacional: Kaldığımız yere yakındı, ilk gün çantaları bıraktıktan sonra gelmiştik buraya. Kahvenin yanına İspanya’nın meşhur tatlısı olan Churros’u denedik. Bizden tam not aldığını söyleyemeyiz, ancak kahvenin yanında tatlısız yapamayanlar için bir şans verebilirler. Tabii denediğimiz yerden de kaynaklanıyor olabilir, burası bizde sınıfta kaldığını söyleyebiliriz.
Carmen Verde Luna: Manzarası ve yemeklerinin tadı ile bize harika bir akşam yemeği sundu. Izgara balık bizce ilk tercihiniz olsun:). Eğer buraya gelirseniz kesinlikle tavsiye ederiz. Fiyat olarak Granda’da ortalamanın üzerinde diyebiliriz ama, tad ve mekan denkleminde değdiğini de not olarak belirtelim.Tip: Mutlaka gitmeden önce rezervasyon yapın.
Restaurante la Mimbre: Alhambra Sarayı’na giden yolda yokuşun sonunda yer alıyor burası. Kahvaltımızı burada yaptık. Tost ekmeğin üzerine reçel denedik, bizden tam not aldı. Fiyat performans olarak en iyiler arasına koyabiliriz. Ya da Alhambra yokuşu sonra bayağı açıkmışız da olabiliriz 
.
Restaurante Tetería Riad Elvira: Burası da eski şehir bölgelerinde gezerken denk geldiğimiz bir mekan oldu. Fiyatlar ve tatlar ortalamaydı. Otantik bir ortamda farklı tatlar istiyorsanız deneyebilirsiniz.
